?  

Posted by: TAN&AY'CA in

evlilik farklı bir kurum...bir o kadar basit bir o kadar karışık...öncelikle farklı dünyalardan farklı kişiliklerden bir ortaklık kurmaya çalışıyorsunuz...ilk başlarda kurulduğunu sanıp, toz pembe gözlükler takarak dünyaya bakıyorsunuz...ancak farklılıklar zamanla ortaya çıkıyor...ortaya çıktığında da olgun davranışlar olayı kurtarıyor...uyum zor bir konu...bayan için de erkek için de...farklı kültürler ve alışkanlıklar tuhaf geliyor bazen...aile ilişkileri, olaylara verilen tepkiler, farklılıklar farklılıklar....
insan kendini geliştirmeye ve değiştirmeye hazırlamazsa bence sinyal veriliyor...örneğin hiç ummadığınız bir anda, çok mutluyken eşinizin bağırmaya başladığını görmek ve bunun çorbanın içinden çıkan bir limon çekirdeğinden olması insanın canını acıtıyor...(sofrada yapılmaması gereken bir davranışı yapması ise sizi çıldırtabiliyor...)ama en komiği de üste çıkma çabaları...bu bir maç değil...gol atmıyoruz...ya da taraflarımız yok...hatalarımızı kabul etmek o kadar zor değil...yani özetle evlilik; karşı karşıya gelinen takımlar değil...aynı takımı oluşturabilmek...umarım oluşturabiliriz...
iyi geceler tanay...

13072010  

Posted by: TAN&AY'CA in

Merhaba tanay(güncemin ismi); uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya karar verdim...tabi yaşamımdaki bir yoğun değişiklikle...öncelikle bloğumu açtığımda bekardım, şimdi evliyim...
(iyi ki evliyim;-),bunca yıldır yaşadığım o stres boşuna imiş..evlilik aslında doğru insanla karşılaşırsan hiç tereddüt edilmeyeceklerdenmiş...neyse biraz zaman kaybettim ama yakaladım sonunda...)mutluyum şimdi...devlete imza vermeden önce sevgi'limdi...şimdi de öyle...o benim hep sevgi'lim olsun istiyorum tanay...
neyse malumun ben bir ev hanımıyım artık, bir kaç işim var...bundan sonra seninle çok sık karşılaşacağız sanırım...görüşürüz...hep iyi kal...


Her Şey Seninle Güzel from SelimMADAR on Vimeo.

DÜNYA SARILMA GÜNÜ  

Posted by: TAN&AY'CA in

Bugün Dünya Sarılma Günüymüş...
Hiç düşündünüz mü tanımadığınız bir insanın size sarıldığını...Hiç değilse bir gün olsa bile, birbirine uzak insanları yakınlaştıran bir gün...
Güzel...Hem de çok güzel...

ANNELER GÜNÜ  

Posted by: TAN&AY'CA in

Yavrusunu kaybeden annelerin

Anne olamayanların

Kısacası iç güdüsel olarak anne hisseden tüm bayanların anneler günü kutlu olsun...


Annem - Candan Ercetin

MERHABA NE DEMEK?  

Posted by: TAN&AY'CA in

MERHABA;
Çok severek kullandigim bir kelimedir.
Sunay Akin (bilmeyenler icin, arastirmaci yazar, sair) anlatmıştı:
Eski zamanlarda seyahat ederken ticaret yollarinda karsilasan seyyahlar, birbirlerini uzaktan gorunce yaylarini gerip, oklarini baska yerlere hedef alarak uzaga firlatirlarmis. Bu hareket, benden sana zarar gelmez anlaminda olan MIR HEBA, yani OKUMU HEBA ETTİM demekmis.
Eski tum savasci toplumlarda bu tur rituellere rastlanir.
Bircogunuzun bildigini tahmin ettigim gibi, kadeh tokusturmak da ayni amaca hizmet eden bir ritüeldir. Derebeyleri birbirlerini ziyafetlere davet edip, misafir-rakiplerini zehirledikleri icin, ickiler kadehlere konduktan sonra, benden sana zarar gelmez anlaminda, kadehlerdeki ickileri birbirleriyle biraz karistirip icmek adet olmus. Biz de bunu hala bir dostluk ifadesi olarak kullanir dururuz.
Ayni sekilde, kilic kullanan savascilarin kilic kullandiklari ellerle el sIkIsmalari, bir korunma ve dostluk ifadesi olarak baslamis.. El sIkIsilan insanin o anda kilic kullanamayacak olmasi, zamanla dostlarin karsilasma gelenegine donusmus.. Tabi biri solaksa naapiyolarmis bilmem :))

Eğitim Sistemi mi? Sistemin Eğitimi mi?  

Posted by: TAN&AY'CA in

Dün akşam Cüneyt Özdemir'e gözüm takıldı televizyonda..
Konu hislerimdi aslında..Eğitim sistemimiz..
Düşünüyorum da okul savaşları söz konusu bugünlerde...Ne acı...Her politik görüş kendi okulunu açıp, ihtiyacı olan çocuk beyinleri avlayıp, yetiştiriyor...Ne kadar rahat bu ülkede bu...Eskinin köy enstitüleri artık şimdi her politik görüşe göre oluşturulmuş durumda...Tek elden yönetilemeyen sistem ne kadar rahat işliyor...Ne acı..Devletin görevini, politik görüşler üstleniyor...
Üzülüyorum...Çünkü, önce okullarımız bölündü....
Nokta

Yaşadıkların mı Yaşayamadıkların mı daha çok acıtır canını?  

Posted by: TAN&AY'CA in


Bir ömrün toprağın altına götürdüklerini bilebilir misiniz?


Belki görünenler evet ama, ya görünmeyen, gizli kalanlar...


Bir insan gömülürken toprağa, hep bunu düşünürüm "Acaba, yapmak isteyip te yapamadığı, yarım kalan şeyler neydi diye? Çünkü eminim illaki kalmıştır bir şeyler, vardır gizledikleri, yüreğine gömdükleri, tıpkı bedeni, kalbi gibi onunla toprak olacak, çürüyecek o kadar çok bilmediğimiz şey vardır ki sakladığı, göstermediği...


Belki paylaşmıştır en yakın arkadaşıyla, dostuyla, sevgilisiyle ama anlamaz ki değerini onun hayatındaki. Gerçekleşmesini ne kadar istediğini, ne kadar umutla ona bağlandığını kimse anlamaz ki! Cenazene katılmışsa bir dua okur, örtülürken üzerine toprak yorgan misali, izler kefene sarılı bedenini sonra çeker gider yalandan bir iki gözyaşı da döker, belki ders alır ama düşünmez öleni, toprağın altına girenin içinde biriktirdiklerini... Onun sadece bir beden, bir arkadaş, bir insan olduğunun ötesindeki, saklı sırların farkına varamaz hiç bir zaman. Üstelik kimsenin aklına da gelmez belki, son nefesinde sormak sana, kaldı mı yarım bişeyler diye bu dünyada? Oysa en güzel sorudur bu o döşekteki bir insana... Ölürken derler ya hani "bir film şeridi gibi geçer hayatın gözünün önünden" diye benimkinden yaşadıklarım değil de yaşayamadıklarım geçecek muhtemelen. Hep yapmaya korktuğum, sölemeye çekindiklerim gelecek aklıma, sakladığım, bi yerlere sokuşturduğum hislerim, paylaşmak istemediğim gizlediğim duygular akacak damarlarımdan son defa... Yarım kalan aşklarım, ulaşamadığım heveslerim, uçup giden hayallerim, kırık dökük umutlarım geçecek aklımdan... Gözlerim açık gidecek, kapanmışta olsa yalandan... Şimdi fırsat varken bitirmek lazım tam olmayanı, eksiği gediği örtmek, kapamak lazım o yüzden, belki yetmeyecek ömür bize verilen, ama en azından bir çabamız olsun sıkıştırmak için şu kısacık yaşama. Belki nankörüz doymayız ama, en azından bir iki tane bişey daha olur doldurmaya, göçüp giderken bavula...


Ne kadar kurtarsak kardır, şu ipe sapa gelmez dünyadan, ne kadar çalsak kardır hayat denen zırvalıktan, ne kadar yüklensek, azaltsak o kadar iyidir yarım kalan yaşamlardan yada yaşanamayanlardan... yaşadıkların mı , yaşayamadıkların mı daha çok acıtır canını ?

NEREYE GİDİYORUZ  

Posted by: TAN&AY'CA in

Günlerdir aklım Mardin'de...
Acı...
Evet acının tam ön yüzü...Nereye gidiyoruz.. Mardin'de 44can+3 bebe yok oldular...
Hayallerinden yok oldular...Katliam...Tarifsiz... Sevgi ile Sevgili(Habib) kavuşamadılar... 2009 yılındayız...Neredeyiz, nerelere gidiyoruz... Köy enstitülerini kaldırıp, Mardin'deki insanlarımızı yetiştiremediğimiz, eğitemediğimiz için yok oldular... Suçlu biziz..Tanrı bizi affetsin, 47 can da...
Özür dileriz...

2009 yılı...

1200 mermi...

47 can...
Bilge Köyü ve bilgisizlik
acı...
ümitsizlik...
.
.
.

Merhaba  

Posted by: TAN&AY'CA in

Merhaba, aklıma takılanları burdan paylaşacağım...Aklımın güncesi...

div style="width:300px;">

Saudade - Cessaria Evora & Kassav
Bloglar Alemi - Yorum Blogları
Online Ziyaretci: